TüRK DİLİ VE EDEBİYATI PAYLAşIM PLATFORMU

Bir Edebiyatçının Günlüğü...

  • ANASAYFA
  • HAKKINDA
  • YAZILARIM
  • İLETİŞİM
  • EDEBİYAT
  • ANASAYFA
  • HAKKINDA
  • VİDEOLAR
  • İLETİŞİM
  • KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ

18 Mart 2016 Cuma

18 Mart Çanakkale Zaferi

 Tuba Pala     09:20     No comments   

  

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 101. yılı dolayısıyla Türkiye genelinde anma programları gerçekleştiriliyor.


Çanakkale Deniz Zaferi'nin 101'inci yıldönümü, kentte farklı coşku ve heyecanla kutlanmaya başlandı. Törenlerde ilk olarak, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu.
Cumhuriyet Meydanı'nda saat 08.30'da başlayan törende, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Çanakkale Valisi Hamza Erkal, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Ahmet Serdar Gündoğdu, Çanakkale Belediye Başkanı CHP'li Ülgür Gökhan, milletvekili, asker, muharip gaziler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri öğrenciler, hazır bulundu.
İlk olarak anıta hükümet adına, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, çelenk bıraktı. Ardından da, Vali Hamza Erkal, Garnizon Komutanı Tuğamiral Ahmet Serdar Gündoğdu ve Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da çelenk koydu. Bu arada, şehitleri selamlamak adına TCG Barbaros Fırkateyni'nden de 21 pare top atışı gerçekleştirildi. Şehitler için bir dakikalık saygı duruşunun ardından Boğaz Komutanlığı Bandosunun çaldığı İstiklal Marşı eşliğinde Türk bayrağı göndere çekildi.
ANITA SİVİLLER DE ÇELENK BIRAKTI
Bu arada, resmi çelenk koyma töreninin sona ermesinin ardından kentteki çeşitli siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları da, kendi çelenklerini Atatürk Anıtı'nı bıraktı. Zaferin merkezinde farklı bir coşkuyla kutlanan törenlerde, polisin de, olası protestolar ve olumsuzluklara karşı aldığı geniş güvenlik önlemleri dikkat çekti.
MSB BAKANI ÇELENK BIRAKTI
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 101. yılı dolayısıyla Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı.
Cumhuriyet Meydanı'ndaki törende, Atatürk Anıtı'na, hükümet adına Bakan Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetlerini temsilen Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Serdar Ahmet Gündoğdu ile Çanakkale Valisi Hamza Erkal ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından çelenkler konuldu.
DEVAMINI OKU...
  • Share This:  
  •  Facebook
  •  Twitter
  •  Google+
  •  Stumble
  •  Digg

12 Mart 2016 Cumartesi

Mehmet Akif Ersoy Hayatı Prezi Sunumum

 Tuba Pala     11:25     No comments   


PREZİDE HAZIRLADIĞIM SUNUMU AŞAĞIDA GÖRÜNTÜLEYEBİLİRSİNİZ..
DEVAMINI OKU...
  • Share This:  
  •  Facebook
  •  Twitter
  •  Google+
  •  Stumble
  •  Digg

Mehmet Akif Ersoy Hayatı Videom

 Tuba Pala     10:37     No comments   



MEHMET AKİF ERSOY HAYATI ÜZERİNE HAZIRLADIĞIM SLAYT VİDEOM..
DEVAMINI OKU...
  • Share This:  
  •  Facebook
  •  Twitter
  •  Google+
  •  Stumble
  •  Digg

11 Mart 2016 Cuma

Çanakkale Şehitlerine Şiiri

 Tuba Pala     20:15     No comments   














ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
 

Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünya’da eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi
- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya -
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde - gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahpesi, yahud kafesi!




Eski Dünya, yeni Dünya, bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer!
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela..
Hani tauna da züldür bu rezil istila.
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahluk-u asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkıyle sefil.
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına,
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına.
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz..
Medeniyet denilen kahpe, hakikat, yüzsüz!
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: eder her biri bir mülkü harab.



Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı,
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin,
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir: savrulur enkaaz-ı beşer..
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
Boşanır sırtlara, vadilere sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler.
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından,
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.



Sarılır indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-u beşer;
Bu göğüslerse Hüda’nin ebedi serhaddi
"O benim sun'-u bediim onu çiğnetme!" dedi.
Asım’ın nesli.. diyordum ya.. nesilmiş gerçek,
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmiyecek!



Şüheda göğdesi, bir baksana, dağlar, taşlar..
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.
Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor; *
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki  kanın kurtarıyor Tevhid'i..
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi..
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab..
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu taşındır" diyerek Kabe' yi diksem başına,
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına.
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana..
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.



Sen ki,  son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili Sultanı Salahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran..
Sen ki, İslamı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki asara gömülsen, taşacaksın.. Heyhat!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat..
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber... 



   Mehmet Akif Ersoy
      (1873  - 1936 )
DEVAMINI OKU...
  • Share This:  
  •  Facebook
  •  Twitter
  •  Google+
  •  Stumble
  •  Digg
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

Hakkımda

Tuba Pala
Profilimin tamamını görüntüle

YAZILARIM

Paylaşımlar

  • Mehmet Akif Ersoy Hayatı
  • atiyi şiiri

LİNKLER

  • Ana Sayfa
  • HAKKIMDA
  • VİDEOLAR
  • İLETİŞİM

Blog Arsivi

  • ▼  2016 (6)
    • ▼  Mart (4)
      • 18 Mart Çanakkale Zaferi
      • Mehmet Akif Ersoy Hayatı Prezi Sunumum
      • Mehmet Akif Ersoy Hayatı Videom
      • Çanakkale Şehitlerine Şiiri
    • ►  Şubat (2)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

BLOG YAZARI

||KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ < TUBA PALA - 2016 >

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

Copyright © TüRK DİLİ VE EDEBİYATI PAYLAşIM PLATFORMU | BİR EDEBİYATÇININ GÜNLÜĞÜ :) Blogger
TASARIM TUBA PALA | KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT PAYLAŞIM PLATFORMU